Özgüç misafirlere hitaben yaptığı konuşmada Ramazan ayının kardeşliği pekiştiren ve insanları bir araya getiren mübarek bir zaman dilimi olduğunu vurguladı. "Bu mübarek Ramazan akşamında, gönülleri bir atan, iyilik ve muhabbet taşıyan dostlarla aynı sofrada olmanın huzurunu yaşıyoruz" diyen Özgüç, iftar programına katılan ve gönlüyle burada olan herkese teşekkürlerini iletti.
Özgüç, Ramazan ayının sahabe nesli için bir terbiye dönemi olduğunu hatırlatarak, "Bugün de yeniden kıymet kazanmak, yeryüzünde sözümüzün tesirli olmasını istiyorsak, bunun yolu Kur’an-ı Kerim’in rehberliğinden ve Peygamber Efendimizin sünnetinden geçmektedir" dedi.
“Yeni Bir Dünya Kuruluyor ve Bizler de Varız”
Ekrem Özgüç konuşmasında, dünyanın büyük bir buhran içinde olduğunu belirterek, Gazze, Doğu Türkistan ve Ukrayna'daki mazlumların çığlıklarına dünyanın sağır kaldığını ifade etti. Küresel sistemin krizlerle boğuştuğunu vurgulayan Özgüç, "Yeni bir dünya kuruluyor ve bu yeni dünyanın merkezinde Türkiye var! Avrupalı Türkler olarak bizler de bu sürecin bir parçasıyız" dedi.
Hz. Ali’nin "Dinde kardeş olduklarınıza karşı sorumluyuz, yaratılışta eş olduklarınıza karşı da sorumluyuz" sözünü hatırlatan Özgüç, adil bir dünya inşa etme sorumluluğunun bilincinde olduklarını dile getirdi.
“Tarihin Eşiğinde Yeni Bir Çağa Yürüyoruz”
Konuşmasında tarihe ve geleceğe dair önemli mesajlar veren Özgüç, "Bugün tarihi bir eşikte duruyoruz. Yeni bir çağ başladı ve biz bu çağın öncüleriyiz. Tarihi geri çağırıyoruz; tarih bizimle var olmuştu, istikbal de bizimle var olacak" sözleriyle katılımcılara güçlü bir mesaj verdi.
2071 ve 2453 hedeflerine işaret eden Özgüç, büyük ideallerin büyük birliktelikler gerektirdiğini, teşkilatlanmanın önemini vurgulayarak, "Teşkilatlı batıl, teşkilatsız hakkı mağlup edebilir. O halde, bizlere düşen en büyük vazife, kardeşlik ruhuyla bir araya gelmek ve ortak idealler etrafında kenetlenmektir" dedi.
“Yeni, Adil Bir Dünya Mümkündür!”
Cihannüma Almanya’nın kuruluş amaçlarından biri olarak, birlik ve beraberliği güçlendirme hedefinin altını çizen Özgüç, farklılıkları ayrışma sebebi değil, zenginlik olarak görmenin gerekliliğine dikkat çekti.
"Tesbihin kopan tanelerini bir araya getirmek, zikrimizi yenilemek ve ‘Yeni, adil bir dünya mümkündür!’ diyerek yola revan olmak için buradayız" diyen Özgüç, programa katılan tüm misafirlere teşekkür etti.
Son olarak Ekrem Özgüç, Ramazan’ın manevi atmosferinin önemine vurgu yaparak, "Rabbim, bu kutlu yolda niyetlerimizi halis, gayretlerimizi bereketli kılsın. Tuttuğumuz oruçları, dualarımızı ve hayırlarımızı kabul eylesin" diyerek konuşmasını tamamladı.
Cihannüma’nın Vizyonu: Geçmişten Günümüze Bir Mücadele ve Direniş
Cihannüma Genel Başkanı Rıza Yorulmaz, yaptığı konuşmasında, göçmenler için zorlu bir yolculuğun başlangıcını ve bu sürecin getirdiği sıkıntıları içtenlikle anlattı. Yıllar önce Avrupa’ya göç eden ve burada yeni bir yaşam kurmaya çalışan insanların yaşadığı zorluklardan söz ederek, "Geldiğinizde belki horlandınız, belki en zor işlerde çalıştınız. Geride bıraktığınız eşinizi ve çocuklarınızı ancak senelik izinlerde görebildiniz. Ancak sabrettiniz, yılmadınız," dedi. Bu sözler, mücadelenin başında yaşanan acıların ve zorlukların hafızalarda ne denli derin izler bıraktığını gösteriyor. Ancak her şey zamanla değişmiş, insanların sabrı ve mücadele azmi onları bugün çok daha güçlü bir noktaya taşımıştır. Fabrikalarda başlayan, okullarda devam eden ve her geçen gün daha da güçlü hale gelen bu mücadelenin sonucunda, göçmenler sadece yaşamlarını sürdürebilmekle kalmadılar, aynı zamanda toplumda önemli yerlerde bulundular. Bugün, geldikleri yerlerden çok daha güçlü bir noktaya gelen bu bireyler, birliğin ve beraberliğin önemini her fırsatta vurgulamaktadır. Bu başarıda önemli payı olan Diyanet Teşkilatı başta olmak üzere, IGMG, ATİB, Milli Görüş ve Türk Federasyonu gibi kurumlara teşekkürlerini sunan Yorulmaz, özellikle eski adıyla Avrupa Milli Görüş Teşkilatı, yeni adıyla İslam Toplumu Milli Görüş'ün bu süreçteki rolünü özel olarak vurguladı.
Milli Görüş Hareketi ve Tarihsel Mücadele: İktidarın Temelleri
Yorulmaz, konuşmasında sadece bireysel mücadeleyi değil, aynı zamanda Milli Görüş hareketinin tarihsel sürecini de ayrıntılı bir şekilde ele aldı. 1969 yılında Erbakan Hocamız tarafından başlatılan ve "Tek çiçekle bahar gelmez, ama her bahar bir çiçekle başlar" sözüyle simgelenen bu hareketin, ülkenin ve tüm insanlığın içinde bulunduğu zulümden kurtulması için bir yol haritası çizdiğini belirtti. "Erbakan Hocamız, yeniden Büyük Türkiye, yaşanabilir bir Türkiye ve yeni bir dünya sevdasının peşine düştü. Bu yolda attığı adımlar, halkın manevi kalkınmasını hedefleyen İmam Hatip Liseleri ve maddi kalkınmayı sağlamak için kurulan fabrikalarla şekillendi," dedi. Ancak bu sürecin kolay olmadığını, 1980'li yıllarda Milli Gençlik kadrolarının ülke çapında örgütlenmesiyle başlayan ve 28 Şubat 1997’deki post-modern darbe ile kesilen bir mücadele sürecinin ardından, Türkiye’nin, siyasi ve toplumsal anlamda geldiği noktayı iyi analiz etmek gerektiğini belirtti. Bu darbenin, Milli Görüş hareketinin iktidara gelmesini engellemeye çalışsa da, halkın vicdanı sonunda bu darbeyi ortadan kaldırarak, Türkiye’yi yeni bir döneme taşıyan bir sürecin kapılarını araladı.
Bu noktada Yorulmaz, 28 Şubat’tan sonraki dönemde elde edilen kazanımların ne kadar kıymetli olduğunu, Türkiye’nin savunma sanayisinde elde ettiği başarılardan, dış politikasındaki dik duruşa kadar her alanda adımlar atıldığını ve tüm bu adımların Erbakan Hoca'nın çizdiği yolda ilerleyen bir Türkiye'nin somut örnekleri olduğunu ifade etti. "Dünya beşten büyüktür," diyen Türkiye'nin, artık eski sömürgeci güçlere karşı dik durarak, "One Minute" diyerek kendi hakkını savunabileceğini ve bu şekilde uluslararası arenada daha güçlü bir duruş sergileyebileceğini belirtti.
Cihannüma'nın Felsefesi: Geçmişin Değerleri, Bugünün Mücadelesi ve Geleceğin Hedefleri
Rıza Yorulmaz, konuşmasının bir diğer önemli bölümünde, Cihannüma’nın felsefesini ve hedeflerini geniş bir perspektifle ele aldı. “Cihannüma, bir yola çıkmanın ve bu yolda yalnızca kendi değerlerinden sapmadan ilerlemenin simgesidir,” diyerek Cihannüma'nın idealini çok net bir şekilde ortaya koydu. Bu, sadece bireysel başarı için değil, toplumsal anlamda da sorumluluk almak ve bu sorumluluğu yerine getirirken, doğru değerlerle hareket etmekti. Cihannüma, nefsinin aleyhine bile olsa, adaletten ayrılmayacak ve hiçbir reelpolitik duruma teslim olmayacaktır. Bu, vakur bir duruş sergileyerek, her koşulda doğru olanı yapma kararlılığına sahip olmayı ifade eder. "Cihannüma, amaca ulaşmak için her yolu mubah gören anlayışlardan beridir," diyerek, ideallerine sadık kalarak her türlü adaletsizlikle mücadele etmeyi vurguladı.
Bu ideallerin peşinden gitmenin sadece geçmişin değerlerine sahip çıkmakla kalmadığını, aynı zamanda bu değerlerin ışığında, toplum ve dünya genelinde daha adil bir düzen kurma gayretiyle de hareket edilmesi gerektiğini belirtti. “Yeni bir dünya inşa etmenin anahtarı, birbirimizi sevmekten geçmektedir,” diyerek, birlik ve kardeşliğin sadece sözde kalmaması gerektiğinin altını çizdi. Müslümanlar arasındaki ayrılıkların bir an önce son bulması gerektiğini, çünkü parçalanmış bir toplumun gücünün hiçbir şekilde yeterli olamayacağını belirtti. Müslümanlar olarak, birbirimizin düşmanı olmak yerine, karşılıklı anlayış ve yardımlaşma içinde olmanın yeni bir dünyanın kurulması için en büyük adım olacağını ifade etti.
Yeni Bir Dünyanın İnşası: Birlik ve Adalet
Son olarak, Rıza Yorulmaz, "Gazze, İdlib, Afrika ve birçok coğrafyada Müslümanların yaşadığı dramlar karşısında duyarsız kalmamamız gerektiğini" belirtti. Gazze’de süregelen soykırım, Müslümanların parçalanmış haliyle ne kadar güçsüz kaldığını gözler önüne seriyor. "Ayrılarak büyümek mümkün değildir. Ya birlikte var olacağız, ya da tek tek yok olacağız," diyerek, gerçek gücün bir arada olabilmekten geçtiğine dikkat çekti. Birlikte hareket etmenin, sadece içsel bir güç oluşturmakla kalmayıp, dış dünyada da adaletin sağlanabilmesi için kritik bir adım olduğunu vurguladı.
Cihannüma olarak hedefledikleri "Yeni Bir Dünya" için yapmaları gerekenlerin en başında, Müslümanlar arasındaki ihtilafları ortadan kaldırmak ve ittifakları sağlamlaştırmak olduğuna inandıklarını belirten Yorulmaz, "Birlikte hareket etmek, adalet temelinde yeni bir dünya kurma yolunda en büyük adımımız olacaktır,"dedi.
İktidarın Sınavı ve Değerlerimizin Korunması: Özümüze Dönme Zamanı
Bugün Türkiye’de, Müslümanlar olarak uzun süreli ve güçlü bir iktidar süreci yaşıyoruz. Ancak unutmamalıyız ki, iktidar bir imtihan aracıdır. Makam, mevki, para, bürokrasi gibi unsurlar değerlerimizi kaybetmemize neden olabilir. Bu nedenle, içinde bulunduğumuz durumu ve fırsatları doğru değerlendirmeli ve özümüzden sapmamalıyız.
Vakıf medeniyetinin çocukları olarak bizler, iyiliğe açılan kanatlarla vakıflar kurmak, fedakârlık, diğergâmlık ve kardeşlik gibi yüksek değerleri yaşatmak için çalışmalıyız. Ancak, hayatın aslında bir ağaç gölgesinde dinlenmek gibi olduğunu unutmuş durumdayız. İğneyi başkasına batırırken, çuvaldızı da kendimize batırmamız gerekir.
Bir zamanlar Allah rızası için yaptığımız her iş için “Allah görsün yeter” diyerek hareket ederken, bugün kadrajda olmadığımız hiçbir hayır işine elimizi sürmemeye başladık. Eskiden istişare ile karar alırken, şimdi kulisler yapar hale geldik. Gıybet etmezken, şimdi kardeşimizin etini çiğ çiğ yiyoruz.
Davamıza bir kişi daha kazandırmak için çaba gösterirken, şimdi insanları eksiltiyoruz. Eskiden, mağduriyetimizi fark edilmemesi için gizlerken, bugün bir adım daha yükselmek için her ilişkiyi kullanıyoruz. Gönlümüzün sığdığı yerin genişliği, artık evlerimizdeki genişlikten daha dar.
Bütün bu değer kayıplarını fark edip, yeniden doğrulmaya, özümüze dönmeye ihtiyacımız var. Bizler, geçmişteki değerlerimizi ve ilkelere olan bağlılığımızı kaybetmeden, doğru yolda ilerlemeliyiz. diyerek konuşmasını tamamladı.
Daha sonra Brühl Merkez Camii’nde halkla birlikte, Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürü Fethi Fahri Kaya, Cihannüma Genel Başkanı Rıza Yorulmaz, Cihannüma Almanya Temsilcisi Ekrem Özgüç, Köln Eğitim Ataşesi Dr. Muhterem Dilbirliği, diğer eyaletlerin ataşeleri ve UID yetkilileri bir araya gelerek, Avrupalı Türklerin sorunları üzerine sohbet ettiler ve soru-cevap şeklinde bir sahur programı gerçekleştirdiler.
www.euhaber.com olarak, sahur programını ayrı bir özel haber ve köşe yazısıyla ele alacağız. Takipte kalmayı unutmayın.
Brühl Merkez Camii'nden geceden Bir Görüntü






Bunlar da ilginizi çekebilir
Halil Gülel, Avrupa’da Türk Sanatı ve Şiiri’ni Anlattı
Yunus Emre Enstitüsü’nde Edebiyat ve Sanat Söyleşisi
1 gün önceHalaçoğlu: Siyaset Milliyetçilikle Değil, Vatanseverlikle Yapılmalı
Köln’de Kutlu Parti’den Birleştirici Siyaset Vurgusu
2 gün önceMuhammet Fatih Şahin – Hükümetlerin Pasif Kalışı ve Gazze’deki Sivil Kayıplara Karşı Eleştiriler
25. Türkiye’nin Diplomasi, Söylem ve Eylem Stratejisi – Muhammet Fatih Şahin
1 hafta önceYorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
Nizip’te Sosyal Konut Mu, Yatırım Aracı mı? TOKİ Sistemi Sorgulanıyor 6 ay önce
Almanya’da Aşırı Sağın Yükselişi üzerine 5 Soru 5 Cevap 7 ay önce
Dr. Bedri Şahin “Sonradan Görmelik Bir Ruh Hastalığıdır” 6 ay önce
Cihannüma Gnl. Bşk. Rıza Yorulmaz: Özümüze Dönme Zamanı 2 yıl önce
Akıl Oyunlarında Nizip Rüzgarı: Atakan Mustafa Çıtak’tan Büyük Başarı 5 ay önce